İş inovasyonunu en üst düzeye çıkararak iş potansiyelinizi ortaya çıkarıyoruz.
Eposta GönderKsilitol, Xylitol, XYLIT, kannit, eutrit, XYLITE, Pentitol, 87-99-0, 16277-71-7, Xylitol – 87-99-0
Ksilitol (Xylitol) Nedir? Faydaları ve Yan Etkileri Nelerdir? Ksilitol, gıda etiketlerinde çokça karşılaşılan kimyasal bir bileşiktir. Üreticiler ksilitolü “tamamen doğal” olarak nitelendirse de yüksek miktarlarda ksilitol tüketiminin sağlığa zararlı olduğundan şüphelenilir. Doğal olan her ürünün sağlıklı olduğu söylenemez. Ksilitol hakkında yapılan araştırmalar yetersizdir. Bu nedenle ksilitolün faydalı veya zararlı olduğu konusunda net bir bilimsel veri yoktur. Kullanıldığı amaca göre bazen yararlı bazen zararlı olabilir. Örneğin bir yandan ağız ve diş sağlığını desteklerken bir yandan ishal gibi sindirim sorunlarına neden olabilir.
Ksilitol “şeker alkolü” olarak kabul edilir. Çünkü hem şekerlere hem de alkole benzer bir kimyasal yapıya sahiptir. Yapı olarak alkollere benzese de aslında sindirilebilir lif içeren bir karbonhidrat türüdür. Sindirim sistemindeki bakteriler tarafından sindirilemeyen kristalli bir aldoz şekeri olan ksilozun bir türevidir.
Genellikle laboratuarlarda üretilir. Huş ağacının kabuğunda bulunan ksilandan da elde edilebilir. Bazı meyve ve sebzelerde de (erik, çilek, karnabahar ve balkabağı gibi) çok küçük miktarlarda bulunur. Tatlı bir tada sahiptir. Bu nedenle şeker ikamesi olarak kullanılır. İlave şeker (şeker kamışı/sofra şekeri) içermez ve geleneksel tatlandırıcılardan daha az kaloriye sahiptir. Kalorisi normal şekerden yaklaşık %40 daha düşüktür. 1 çay kaşığı ksilitol 10 kaloriye sahipken 1 çay kaşığı şeker yaklaşık 16 kaloridir. Ksilitol içeren besinler:
Normalde yiyecekler sindirildiğinde, vitaminler, mineraller ve diğer maddeler ince bağırsaktan kan dolaşımına emilir. Ksilitol gibi kimyasal bileşikler ise ince bağırsaktan emilemez ve vücut tarafından kullanılamaz. Bu nedenle gastrointestinal kanaldan nispeten zarar görmeden geçerler.
Bu kimyasallar diğer gıdalarla, pankreasın ürettiği enzimlerle veya mide suyu ile reaksiyona girebilir. Gastrointestinal rahatsızlıklar yaşanabilir. Bu durum ciddi komplikasyonlara neden olabilir. Ksilitolün elde edildiği ksiloz doğaldır. Ksiloz, huş ağacının kabuğundan ve bazı meyvelerden doğal olarak elde edilir.
Ancak bir ürünün doğal olması her zaman faydalı olduğu anlamına gelmez. 1950’lerden itibaren yapılan araştırmalar ksiloz hakkında birçok bulgu elde etmitşir:
Journal of Nutrition’da yayınlanan 1952 tarihli makaleye göre, düşük seviyelerde ksiloz tüketimi olumlu sonuçlar verirken uzun süreli yüksek dozda ksiloz tüketimi yaşamı riske atabilir.
Ksilitol tüketimi bazen bazı sindirim sorunlarına neden olsa da ağız ve diş sağlığını iyileştirebilir. Bu, çoğu sağlık uzmanı ve diş hekimi tarafından yaygın olarak kabul edilir. Diş hekimleri topluluğu, ksilitolü, diş boşluklarını önleyebildiğinden, en önemli destekleri olarak görür.
Journal of Dental Education’da yayınlanan bir araştırmaya göre, “Sukrozun sorbitol ve ksilitol ile değiştirilmesi diş çürüğü insidansını önemli ölçüde azaltır.” Araştırmalar, ksilitolün diğer şeker türlerinin aksine plak bakterileri tarafından metabolize edilemediği için çürükleri önlemeye yardımcı olabildiğini gösterir. Bu, ağız florası (ağızda yaşayan mikroplar) üzerinde yararlı etkileri olduğu anlamına gelir.
Ağız bakterileri ksilitolü enerji kaynağı olarak kullanamadığından ksilitol diş çürümesini (Streptococcus mutans gibi bakteriler gibi) ve dişlerde plak oluşumunu önlemeye yardımcı olabilir.
Çelişkili raporlar bulunduğundan ksilitolün diş boşluklarını önlemede tamamen etkili olduğu söylenemez. Caries Research dergisinde sıkça alıntılanan bir derlemeye göre, ksilitolün çürük tedavi edici etkisine dair hiçbir kanıt olmadığı belirtilmektedir.
Ksilitolün bir başka faydası da kulak enfeksiyonlarını ve kandida mayasının aşırı büyümesini önlemeye yardımcı olmasıdır. Genel olarak, şekersiz sakızları, diş macunlarını veya gargaraları tatlandırmak için kullanılan miktar nispeten zararsızdır. Ancak yüksek dozlarda ksilitol tüketimi önerilmemektedir.
Ksilitol fruktoz içermez ve pankreastan insülin salınımını uyarmaz. Bu, kan şekeri ve insülin seviyeleri üzerinde önemli bir etkiye neden olmayacağı anlamına gelir. Ksilitol, ketojenik diyetlerde de kullanılabilir. Düşük kalorili bir tatlandırıcıdır. Şeker alımını düşük tutmaya yardımcı olabildiğinden düşük karbonhidrat içeren diyetlerde tercih edilebilir. Ksilitol oldukça düşük bir kaloriye sahiptir. Karbonhidrat açısından da fakirdir. Çok miktarda tüketilmediği sürece ketozisi bozmaz.
Çoğu insan, ksilitolün şekerle benzer bir tada, dokuya ve hacme sahip olduğunu düşünür. Bu nedenle şekerle aynı amaçla kullanılabilir. Ksilitol tüketimi için optimal bir dozaj belirlenmemiştir ancak 30-40 gramdan fazla alınması sağlığı olumsuz etkileyebilir. Ksilitol, diğer alternatif tatlandırıcılarla bazı benzerliklere sahiptir. Bu tatlandırıcılar:
Stevia, Asteraceae familyasına ait bir bitkidir. Stevia bitkisi, Brezilya ve Paraguay’daki Guaraní halkı tarafından 1500 yılı aşkın bir süredir kullanılır. Yapılan araştırmalarda stevianın güvenilir ve etkili bir bileşik olduğu saptanmıştır.
Yakın tarihli bir araştırmaya göre, stevianın düşük glisemik indekse sahip olduğu gösterilmiştir. Düşük dozlarda sitotoksik değildir. Kan şekeri üzerinde akut veya kronik bir etkiye sahip değildir. Bu da onu güvenilir bir tatlandırıcı yapar.
Doğal bir bitki olmasına rağmen raflardaki tüm stevia ürünlerinin içeriği aynı değildir. Bazı markaların, stevia olarak tanıttıkları ürün %100 stevia olmayabilir. Bu ürünlerin içerisine ksilitol, dekstroz ve şeker gibi hastalıklara neden olan maddeler eklenmiş olabilir. Çoğu insan steviayı iyi tolere etse de bazı kişilerin vücudu steviaya karşı alerjik reaksiyonlar geliştirebilir. Steviayı kullanamayanlar için diğer şeker ikameler:
Bu ürünlerin her ikisi de şeker alkolleridir (düşük kalorili tatlandırıcılar olarak da adlandırılır). Temel fark, ksilitolün eritritole göre daha fazla kalori içermesidir. Eritritoün kalorisi yoktur.
Ksilitol kan şekeri seviyeleri üzerinde küçük bir etkiye sahipken, eritritolün herhangi bir etkisi yoktur. Bu da onu şeker hastaları için daha uygun hale getirir. Ksilitol, özellikle yüksek miktarlarda kullanıldığında bazı kişilerde ishale neden olabilir. Bazı kişilerin eritritolü tercih etmesinin bir nedeni de budur.
Ksilitol zehirlenmesi şu ana kadar görülmemiştir. Zararlı etkileri ise minimum düzeydedir. Ksilitol gibi şeker alkollerinin bazı uzmanlar tarafından tavsiye edilmemesinin bazı nedenleri vardır.Yan etkilerden kaçınmak için düşük dozlarda ksilitol tüketilmelidir.
Günde 40-50 gramı aşan ksilitol tüketimi yaygın yan etkilere neden olabilir:
Ksilitol üretiminde kullanılan bazı ürünler de yan etki yapabilir. Şu anda, çoğu ksilitol ksilozun hidrojenleştirilmesi ile üretilir. Bu da nikelin ve çoğu kimyasalın kullanıldığı bir işlemdir. Ksilitol oluşturmak için kullanılan işlemin zararlı olduğunu kanıtlayan bir araştırma yoktur ancak hidrojene gıdaların ve nikel tüketiminin sağlığı olumsuz etkilediği bilinir.
Ksilitolün uzun süreli kullanımı ciddi yan etkilere yol açabilir:
Mide bulantısını doğal yollarla geçirmek için Mide Bulantısına İyi Gelen Uçucu Yağlar Hangileridir? yazımızı okuyarak bilgi alabilirsiniz.
Şeker alkolleri gastrointestinal sorunları tetiklemekle ünlüdür. Çünkü bu maddeler mide suyunu bağırsağa çekerler ve ayrıca bağırsak bakterileri tarafından fermente edilirler. Vücut bu maddeyi gerektiği gibi sindiremez. Metabolize olmayan kısım fermente olur ve zararlı bakterilerin kolonize olması için uygun bir ortam oluşur.
Bu durum, maya enfeksiyonlarını şiddetlendirebilir, kabızlık, gaz/şişkinlik ve ishal gibi sindirim sorunlarına neden olabilir.
Şeker alkollerinin şeker kamışına göre daha az da olsa kan şekerini yükselttiği raporlarla kanıtlanmıştır. Bu nedenle diyabet hastaları ksilitol içeren gıdaları çok fazla tüketmemelidir. Ksilitolün glisemik indeksi normal şekerlere göre daha düşüktür. Doktorların şeker yerine bu tatlandırıcıyı önermesinin sebebi budur.
Ksilitol, gastrointestinal sorunlara sebep olmasının yanı sıra kilo almada da etkili bir rol oynayabilir. Ksilitol sofra şekerinden yüzlerce hatta binlerce kat daha tatlı bir bileşiktir. Harvard Tıp Okulu uzmanları, bu tatlandırıcıların iştahı açarak kilo alımına sebep olabileceğini düşünür.
Tatlandırıcı kullanan insanlar, tatlılığa karşı duyarsız hale gelir. Bu nedenle sağlıklı ve şekersiz yiyecekleri iştah açıcı görmez. Sağlıklı gıdalardan lezzet alamadıkları için zararlı ve şekerli ürünlere yönelitler, tokluk sağlayan gıdalardan kaçınırlar. Bu da dolaylı olarak kilo alımına yol açar.
VCA Hayvan Hastanelerine göre ksilitol köpekler için son derece toksik olabilir. Primat olmayan türler bu maddeyi tükettiğinde pankreastan güçlü miktarda insülin salgılanır. İnsülinin bu hızlı salınımı, ksilitol tükettikten 10-60 dakika sonra hipoglisemi yaşanmasına sebebiyet verir. Kan şekeri seviyeleri hızla düşer. Tedavisi olmayan hipoglisemi durumu yaşamı tehdit edebilir.
Evcil hayvanlarda ksilitol zehirlenmesi de görülebilir. Buna bağlı olarak kusma, aktivitelerde azalma, sendeleme, çökme ve nöbetler yaşanabilir. Temmuz 2019’da FDA, ksilitol tüketimi hakkında bir uyarı yayınlamıştır. FDA’nın amacı, kişilerin, evcil hayvanlarını sakız, şekerleme ve diş macunu gibi ksilitol ürünlerine maruz bırakma konusunda daha dikkatli olmaları umuduyla bilinçlendirmektir.
Ksilitollü sakızların dışında evcil hayvan mamalarının da etiketleri okunmalı, ksilitol içeriğine dikkat edilmelidir. Ksilitol içeren ev yemekleri hayvanlara verilmemelidir.